I. Giriş
765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu’nda hakaret suçu 480. maddede hakaret ve 482. maddede sövme şeklinde ayrı ayrı düzenlenmiştir, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ise hakaret ve sövme suçları şeklinde bir ayrım mevcut olmayıp, her iki suç da “hakaret” suçu başlığı altında aynı suçun seçimlik hareketleri olarak düzenlenmiştir.[1]
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun hakaret suçu 125. madde de; “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…)[45] veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.” [2]Şeklinde yerini almaktadır.
Bu yazımızda edindiğimiz konu 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda hakaret suçunun unsurları, cezası ve hakaret suçunun sosyal medya üzerinden gerçekleşebilmesi için gerekli unsurlarının nasıl oluştuğu ve konuya ilişkin örnek Yargıtay kararlarıdır.
II. Hakaret Suçunun Unsurları ve Cezası
Hakaret suçu herkes tarafından işlenebilen bir suçtur. Hakaret suçunun oluşabilmesi için suçun doğrudan doğruya işlenmesi gerekir. Gıyapta edilen hakaretin suç sayılabilmesi için en az üç kişiyle ihtilat edilmesi gerekir. Hakaret suçunun fiili ise bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmelidir.
Basit hakaret suçunun cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Hakim ya hapis cezası ya da adli para cezası verebilir. Her iki cezanın aynı anda verilmesi mümkün değildir. Hakim gerekçeli kararında neden hapis cezası veya adli para cezası verdiğini de açıkça gerekçelendirmek zorundadır. Bunun yanında nitelikli hakaret suçunun cezası, 1 yıl ile 2 yıl arasındadır (TCK m.125/3)
Hakaret suçunun nitelikli halleri;
- Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
- Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
- Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
[1] Ayrıntılı bilgi için bkz. Hasan Sınar, Hakaret, Özel Ceza Hukuku, c.III., Hürriyete, Şerefe, Özel Hayata, Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar, On İki Levha Yayıncılık, 1. Baskı, İstanbul, 2018, s.425. Aktaran: Sahir Erman, Çetin Özek, Ceza Hukuku Özel Bölüm-Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, İstanbul, 1994, s.s.255, Ali Parlar, Muzaffer Hatipoğlu, Hakaret Suçları ve Tazminat Davaları, Ankara, 2008, s.2.
[1] “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu”, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf (Erişim Tarihi: 16.01.2023).
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanığın 5 yıl gözlenmesi ve sanık hakkında verilen hükmün bu süre boyunca hiçbir sonuç doğurmaması, sanığın bu sürede yeni bir suç işlememesi halinde hakkındaki davanın düşmesi olarak açıklanabilir.
HAGB kararı verilebilmesi için mağdurun uğradığı zararın giderilmesi gerekir. Hakaret suçu açısından dikkat edilmesi gereken nokta, HAGB kararı verilmesi için zararın giderilmesi şartının aranmamasıdır. Çünkü, hakaret suçu nedeniyle uğranılan doğrudan bir maddi zarar yoktur. HAGB kararı için kişinin uğradığı manevi zarar ise dikkate alınmaz.
III. Sosyal Medyada Hakaret
Sosyal medya, kullanıcıların internette aradığı, kullandığı ve içerik ürettiği interaktif iletişim platformudur. Tek yönlü içerik paylaşımından, çift taraflı içerik alışverişine erişim sağlanılan medya iletişimidir. Sosyal ağlar, insanların birbiriyle içerik ve bilgi paylaşmasını sağlayan internet siteleri ve uygulamalar sayesinde, herkes aradığı, ilgilendiği içeriklere ulaşabilmektedir.[1] Tüm bunlar beraberinde hakaret içerikli paylaşımları da getirmektedir.
[1] “Vikipedi Özgür Ansiklopedi”, https://tr.wikipedia.org/wiki/Sosyal_medya , (Erişim Tarihi: 17.01.2023).
Hakaret suçu; instagram, facebook, twitter, telegram, whatsapp vb. uygulamalar ve sosyal medya hesapları aracılığıyla işlendiği gibi e-mail (e-posta) göndermek gibi başka yöntemlerle de internet üzerinden işlenebilmektedir. İnternet üzerinden hakaret suçu işleyen kişi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun m.125 hükümleri gereği cezalandırılacaktır.
Sosyal Medya üzerinden hakaret suçunun oluşabilmesi için sayılan sosyal mecralar üzerinden sergilenen söz ve davranışlarla kişinin onur, şeref veya saygınlığını rencide edecek somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi veya sövme yoluyla kişinin onur, şeref veya saygınlığına saldırılmasıdır. Görüldüğü üzere, sosyal medya yoluyla hakaret suçunda önemli olan kişiyi rencide eden, toplum içinde değersizleştiren fiillerin cezalandırılmasıdır.
İnternet üzerinden ileti göndererek veyahut bir resim altına yorum yaparak gerek fiziki özelliklerine gerekse kişiliğe karşı edilmiş hakaretler ( Salak, Geri Zekalı, Şeref Yoksunu, parmaksız, kolsuz, dolandırıcı, dışkı vb. resim atarak buna benziyorsun) sosyal medya üzerinden hakaret suçunun oluşmasına neden olur. Bunun yanında söylenen kaba ve nezaketsiz söz ve davranışlar (saygısız, terbiyesiz, profilimden defol git), beddua niteliğindeki sözler ( Allah belanı versin, Allah’ın Cezası) hakaret suçunu oluşturmaz. Sosyal Medyada gıyapta hakaret suçu oluşabilmesi için en az üç kişilik toplu mesaj, mail gruplarına hakaret iletisi atılmalıdır.
Hakaret Suçunun en tipik örneği kişinin yüzüne karşı hakaret etmesidir, buna suçun huzurda işlenmesi denir. Fakat fail, fiili işlediği sırada mağduru hedef alan hakaretinin mağdur tarafından da doğrudan algılanabileceğini biliyor ve istiyorsa, bu durumda da suç huzurda işlenmiş sayılacaktır. Örneğin kişi sosyal medya hesabından video paylaşırken kişinin ismini vererek sen dolandırıcısın gibi bir söz söylemesi hakaret suçunun huzurda işlenmesi sayılır. Hakaret suçunun huzurda işlenmemesine rağmen, Kanun tarafından huzurda işlenmiş gibi cezalandırılan hali ise, ileti yoluyla yapılan hakarettir. TCK’nın 125/2. maddesinde, “Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.” demek suretiyle, tahkir edici nitelikteki fiilin, ileti yoluyla mağduru hedef alması durumunda failin huzurda hakaret etmiş gibi cezalandırılacağı belirtilmiştir
[1] “Vikipedi Özgür Ansiklopedi”, https://tr.wikipedia.org/wiki/Sosyal_medya , (Erişim Tarihi: 17.01.2023).
IV. Hakaret Suçuna İlişkin Yargıtay Kararları
- Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019/6627 sayılı kararı “beni dolandırdınız kötü kömür verdiniz, sahtekârsınız” şeklinde sözler hakaret suçunu oluşturur.
- Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/10097 sayılı kararı, “alçak, namussuz, dolandırıcı şeklinde sözler hakaret suçunu oluşturur”.
- YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ 2013/38057 E. 2014/32649 K. 12.11.2014 T. “…Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir…Sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir…”
- Yargıtay 18. Ceza Dairesi-2019/11905K “Sanığın “facebook” isimli sosyal paylaşım sitesinde bulunan hesabından mesaj yoluyla katılana hakaret etmesi biçiminde gerçekleşen eyleminde aleniyet unsurunun ne şekilde oluştuğu sanığın paylaşımlarının herkes tarafından görülüp görülemeyeceği açıklanıp tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanması, bozma nedenidir”
- Yargıtay 18. Ceza Dairesi- 2019/936K. “Sanığın aşamalarda facebook üzerinden mesajları kendisinin paylaşmadığını savunması karşısında, dosya kapsamına göre suça konu facebook hesabında paylaşıldığı kabul edilen hakaret içerikli mesajların, sadece şikayet dilekçesi ekindeki “siyah beyaz ekran çıktısı” na dayanılarak varlığının kabul edildiği somut olayda, facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde, şikayet dilekçesi ve dayanağı ekindeki mesajların paylaşılıp paylaşılmadığının tespit edilmesi, mesajların varlığının tespit edilmesi halinde suça konu paylaşımların yapıldığı facebook hesabının kime ait olduğunun tespiti için, sosyal paylaşım sitesinin yer sağlayıcısı olan şirketten, tespit edilen mesajların ne zaman ve hangi IP numaralarından geldiğinin sorulması, daha sonra da tespit edilecek IP numaralarının kime ait olduğu araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm kurulması, bozma nedenidir”
- Yargıtay 18. Ceza Dairesi – 2018/7369K. “Sanığın, internete giriş yaptığı bilgisayar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak twitter adresine suç tarihlerinde girip girmediği ve iddianameye konu olanlar dışında paylaşım yapıp yapmadığı tespit edilip, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, bozma nedenidir.”
- Yargıtay 18. Ceza Dairesi-2019/12396K. “Sanığın, müştekinin gıyabında teyzesine ait telefona hakaret içerikli mesajlar gönderdiği, müştekinin teyzesinin müştekiye bahse konu mesajları göstermesi üzerine müştekinin mesajları öğrenerek şikayetçi olduğu, bu suretle sanığın iletme kastıyla hareket etmediği anlaşılmakla sanığın hakaret suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.”
- Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/25973 E. 2020/18538 K. 7.12.2020 T. “Dosya kapsamına göre, müşteki … vekilinin şikâyet dilekçesi ekine sosyal medya hesabında … ismi ile kayıtlı bulunan şahsın müştekiye yönelik “Adi şerefsiz töroris köpek vatan hayini onun bunun oooooooo orsbu çocugu” şeklinde hakarette bulunduğuna dair ekran görüntüleri çıktısını ibraz ederek şüpheliden şikâyetçi olması üzerine başlatılan soruşturmada, olay hakkında hiçbir araştırma yapılmadan atılı suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüphelinin sosyal medyasına ilişkin kaynak araştırması yapılması ve kolluk araştırması neticesinde şüpheli olduğu düşünülen şahsın kimlik bilgilerinin tespit edilmesi, bu yöne ilişkin tespit yapıldıktan sonra suça konu sosyal medya hesabının kendisi tarafından kullanıp kullanmadığı da sorularak şüphelinin savunmasının alınmasından sonra, oluşacak sonuca göre hukukî durumun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
- Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/19287 E. 2021/303 K. 12.01.2021 T. “Somut olayda; müşteki vekilinin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz dilekçesinde, sosyal paylaşım sitesinde yer alan hakaret içeren yazıyı öğrenme tarihinin 27/10/2019 olduğunu ve şikayet dilekçesi ekinde sunduğu ekran görüntülerinin sol üst kısmında yazan 27/10/2019 tarihinin de hakaret içeren yazının çıktısının alındığı tarih olduğunu belirtmesi karşısında; şikayetin süresinde yapıldığı gözetilmeden, şikayet hakkının süresinin geçtiğinden bahisle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ve bu karara yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.”
- Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar : 2019/1445 “İncelenen dosyada, şüphelinin ad ve soyadının yazılı olduğu @… kullanıcı adlı twitter hesabından müştekiden bahsedilerek paylaşımlar (retweetler) yapıldığının anlaşılması karşısında; CMK’nın 170/2. maddesi uyarınca dosyadaki mevcut delillerin şüpheli hakkında hakaret suçunun işlendiği hususunda iddianame düzenlenebilmesi için yeterli şüphe oluşturduğu açıktır. Şüphelinin eyleminin sübut bulup bulmadığı hususu, tüm kanıtların, mahkemece birlikte tartışılıp değerlendirilmesi sonucu belirlenmesi gerekmektedir. Yapılan açıklamalara göre, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar ve bu karara itiraz sonucunda verilen itirazın reddine dair mercii kararı hukuka aykırıdır.”